Azalan yağış miktarı, kuruyan su kaynakları, küresel iklim değişikliğinin tüm olumsuzluklarına rağmen bilinçsizce yapılan su tüketimi...
Türkiye, su fakiri ülkeler arasında yer almaya aday hale geldi.
22 Mart Dünya Su Günü'nde, Türkiye'nin su tablosu, alınan önlemler ve uzmanların tasarrufa yönelik önerileri...
Su her geçen gün kıymetli hale gelecek
Ülkemizin; yıllık yağış miktarı 574 mm olup nüfusu TÜİK verilerine göre 2021 yılı itibarıyla 84 milyon 680 bin 273 kişi olup, yıllık kullanılabilir su potansiyelinin 112 milyar m3 üzerinden hesap edilmesi durumunda, ülkemizde kişi başına düşen kullanılabilir yıllık su miktarının 2021 yılı için 1.323 m3 olduğu görülecektir. Toplam su potansiyelinin 2021 yılı gerçekleşmelerine göre 58,41 milyar m3’ünün çeşitli maksatlara yönelik olarak [45,05 milyar m3 ü (%77) tarımsal sulama suyu, 13,36 milyar m3 (%23) ise içme‐kullanma ve sanayi suyu] kullanıldığı tespit edilmiştir.
İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Meriç Albay, Türkiye'nin su zengini bir ülke olmadığını belirterek, "Bunu artık herkesin bilmesi gerekiyor. 112 milyar metreküp kullanılabilir suyumuz var. Bu miktar oldukça az" dedi.
Türkiye'de 26 yer altı barajı var
Haritalarda hala baraj ya da göl olarak görünen alanlar, artık kuraklıkla mücadele ediyor.
Su sıkıntısının önüne geçmek için yer altında da barajlar inşa ediliyor.
Şu an 26 yer altı barajı var. Hedef 2023 yılına kadar 150 yer altı barajına sahip olmak...
Alınan Bilgilere göre, "Yer altı suyu bizim tabiri caizse yedek akçemiz. Dolayısıyla onu iyi korumamız gerekiyor. Bazı yörelerde çiftçilerimiz açılan sondaj kuyuları vasıtasıyla, yer altı suyundan sulama yapabiliyor" diye konuştu.
Tarımda modern sulama yöntemleri öneriliyor
Tarımda damla sulama, yağmurlama sulama, lineer veya center pivot sulama, tamburlu sulama gibi modern ve basınçlı sulama sistemleri öneriliyor .
Türkiye'de suyun yüzde 77'i tarımda kullanılıyor.
Tasarruf için tarımda vahşi sulama yerine modern sulama yöntemleri öneriliyor.
Sanayide su kirliliği alarm veriyor
Su kaynağına karışan endüstriyel ve kimyasal atıklar ise daha büyük tehdit.
Endüstriyel atıklarla kirletilen göl, akarsu veya denizin eski haline döndürülmesinin çok zor olduğunu aktaran Prof. Dr. Meriç Albay, "Hem insanların sağlığını bozuyor, hem eko-sistemi bozuyor, biyo-çeşitliliği yok ediyor" dedi.
Küresel iklim değişikliği nedeniyle kaynaklar azaldığı gibi, insan kaynaklı etkenlerle de kirlilik artıyor.
Su kalitesi; yüksek kaliteli, az kirlenmiş, kirlenmiş ve çok kirlenmiş olarak 4 kategoride sınıflanıyor.
Su kaynağına karışan endüstriyel ve kimyasal atıklar ise suyun kalitesini düşürüyor, hatta suyu kullanılamaz hale getiriyor.
Sanayide "su" denetimi
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı da su kalitesinin korunması için sanayi bölgelerini takip ediyor.
Son 2 yılda yapılan 12 bin 530 denetimde, standartları sağlamayan işletmelere 60 milyon liranın üzerinde para cezası uygulandı.
Geri dönüşümde 'gri su' yöntemi
Tasarruf için geleneksel yöntemlerin yanı sıra, dikkat çeken bir çözüm önerisi de gri su kullanımı...
Evsel atık, suyun yüzde 50 ile 80'i gri su olarak kabul ediliyor.
Prof. Dr. Meriç Albay konuyla ilgili şunları söyledi:
"Gri su özellikle evsel atıklardan, tuvaletten kullanılan atıkların tekrar kullanıma hazır edilmesi. Bunlar aslında yeni sitelerde dizaynı iyi yapılırsa rahatlıkla tekrar kullanılabilir."
Küresel ısınma ve iklim değişikliği tüm dünyayı tehdit ediyor. Su kaynaklarının bugünden korunması gelecek için en hayati adımlardan biri.